Çin, azgelişmiş
ülkelerle ekonomik ilişkilerini bence epeyce sorunlu olan “Çin’in sanayi
devriminin sırrını çözdüğü ve diğer azgelişmiş ülkelerin de bu yolu izleyerek
kendi sanayileşmelerini başlatabilecekleri, başarabilecekleri” tezine
dayandırıyorlar (bu konuda bir Çinli uzmanın “Çin nasıl başardı: Sanayileşmeyi
başaramayan ülkelerde eksik olan nedir?” başlıklı uzun yazısını çevirip
yayınlamıştım. Yazı, blogumda yer alıyor). Altyapı, enerji, ulaştırma vs ile başlayan ve küçük ve
hafif sanayi yatırımlarından ölçek üretimi ve ağır sanayi yatırımlarına
ilerleyen yol… Bu tezin en zayıf tarafı Çin’in sanayileşme tarihini 1979’da
başlayan ve “Reform ve Açılım” olarak adlandırdıkları kapitalist dönüşüm ve
kapitalist yoldan kalkınma politikalarıyla başlatması. Sanırsınız ondan önceki
Çin, Pakistan veya Afrika ülkeleri gibi bir yerdi. (Gerçi ulusal sanayi
açısından bakıldığında Türkiye de pek farklı sayılmaz.) Oysa 1979 öncesi Çin’de,
gerektiği gibi verimli çalıştırılamasalar bile, ciddi bir ağır sanayi altyapısı
vardı ve komün işletmeleri mevcuttu. Ayrıca, iyi üniversiteleri ve Nobel ödülü
alan araştırmacıları vardı. Kapitalist yoldan kalkınma politikaları bu altyapı
kullanılarak oluşturuldu, o altyapının üstüne oturtuldu.
Aynı ezberi hiçbir
sanayi altyapısı olmayan ülkelere önermek, oralarda enerji, ulaştırma,
telekomünikasyon altyapıları inşa etmek ve bu yatırımların küçük sanayi ile
başlayarak yukarıda bahsettiğim sanayileşme yolunu açacağını müjdelemek kulağa
hoş geliyor ve umut verici görünüyor. Fakat “ülkelerin makûs talihlerini
yenmelerinin sihirli anahtarı” gibi duran bu umut verici, güzel çağrışımlar
yapan o tezin bugüne kadar Çin dışında işe yaradığına dair bir emare yok, en
azından ben bilmiyorum. En görünür biçimde Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru
projesi kapsamında Pakistan’da denendi –bir ucundan halen devam ediyor. Fakat
Pakistan’da bahsettiğim o sanayileşme tezinin ruhuna uygun bir kalkınma
hamlesinden işaret yok. Göründüğü kadarıyla, bu projenin en açık sonucu
Pakistan’ın Çin’e milyarlarca dolar borçlanmış olması. İkinci sonuç, ABD’nin
Çin’e olan borçlarını ödemesin diye Pakistan’ın Batı’dan bütün kredi
arayışlarını engellemesi oldu. Çin, yurtdışında sanayi-üretim yatırımları
yapmadığında ve ürettiği teknolojiyi gözü gibi sakındığına (yani teknoloji
transferi yapmaz) ve Pakistan sanayileşme adımlarını başlatabilecek finans ve
insan kaynağı açısından fazlasıyla bitik olduğuna göre, “O zaman bu sanayileşme
hamlesi nasıl başlayacak?” sorusu ortada duruyor.
Çin’in dünyaya
açılabilmek ve ülkelerle (devletlerle) iyi ilişkiler kurabilmek için göz ardı
ettiği demokrasi, insan hakları vs ile ilişkili öyle konular var ki, benim
açımdan o ilişkileri mide bulandırıcı hale getiriyor. Örn. Twitter bir Çin
firması olsaydı, Saray rejiminin rahatsızlık duyduğu kullanıcıların bilgilerini
büyük olasılıkla ilgililere verirdi. Başka bir örnek, Çin, buradaki kömür
santrallerini kapatırken Türkiye’de ve diğer ülkelerde kömür santrallerine
finansal destek veriyor veya Pakistan’da olduğu gibi bizzat kendisi kuruyor.
Oysa daha geçen yıl çevrecilik şampiyonluğuna soyunmaya hazırlanıyorlardı.
Çin’in diğer
ülkelerle imzaladığı sözleşmelerin (o ülke yöneticilerinin talebi
doğrultusunda) şeffaflıktan uzak olması, kamuoyunun bilgisinden saklanması ise
ilişkilerin bazı devletlû çevrenin menfaatine olduğu ve onların çıkarlarını
gözettiği-öncelediği; fakat ülke halkının düpedüz zararına olduğuna dair ciddi
kuşkular yaratıyor. Şimdi adını unuttuğum ABD’li eski diplomatın “Yardım
aramak-istemek için Çin’in kapısına dayandıysanız, dünyada yüzünüze bakan kimse
kalmamış demektir” sözüyle tabii ki büyük ölçüde hemfikir değilim. Fakat buna
benzer bir durum varsa, Çin bunu gayet güzel kullanır.
Bu yazıda sözünü
ettiğim konuların farkında olmadığını düşünmek Çin-ÇKP’yi hafife almak olur.
Tabii ki farkındalar ve konu üstünde ciddi ciddi kafa yoruyorlar. Yakında daha
açık değişiklikler gözlemleyeceğimizi düşünüyorum
Bu yazı, “Dünya’nın
yeni lideri Çin mi olacak? Çin, ABD’nin yerini mi alacak? Çin ne yapmaya
çalışıyor?” vb konulara dair bir giriş yazısıydı. Sonraki yazı bu konuda
olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder