Çin halkı, çöküş nedeniyle bir dizi trajedi yaşayan Rus halkına sempati duydukları için 30 yıl önceki çöküş konusunda karışık duygular besliyorlar. Ancak, aynı zamanda, kızıl devin çöküşünün Çin'in kalkınmaya devam etmesi ve Çin’e özgü sosyalizmi geliştirmesi için çok değerli bir ders olduğunu da görüyorlar.
Dünyada gözlemciler ve bilim adamları arasında bu konuda yaygın tartışmalar olduğu gibi, son günlerde Çin medyası ve sosyal medya platformlarında Çinli uzmanlar, yorumcular ve sıradan insanlar arasında SSCB'nin çöküşünün mirasını değerlendiren çok fazla tartışma oldu. Ancak onların değerlendirmeleri batılıların söylediklerinden oldukça farklıydı.
ABD ve diğer Batılı ülkelerde medya ve bilim dünyasından çok
sayıda insan ABD'yi Soğuk Savaş'ın "galip"i olarak tasvir ederken,
SSCB'nin çöküşünü sosyalist yoluna bağlamakta ve bu tercihin askeri genişleme, güç
şovenizmi ve başarısız ekonomik reformlar gibi hatalara yol açtığını iddia
ediyorlar.
Değerli bir ders
Çin Sosyal Bilimler Akademisi'nin eski başkan yardımcısı Li Shenming, şunları söylemişti: "Sovyetler Birliği'nin neden çöktüğüne dair dünyanın farklı bölgelerinden farklı açıklamalar yapıldı. Ancak 'Stalinizm' veya 'Sovyetler Birliği'nin sosyalist modeli'nin temel neden olduğunu savunan görüş egemen açıklama olmaya devam ediyor. Fakat Çin'de, birçok araştırma ve tartışmanın ardından Stalinizmin temel neden olmadığı konusunda ortak bir kanıya ulaştık. Asıl neden, Nikita Kruşçev'den Mihail Gorbaçov'a kadar, Sovyetler Birliği liderliğinin yavaş yavaş Marksizm, sosyalizm ve halkın ezici çoğunluğun temel çıkarlarından sapması ve sonunda ihanet etmesidir. Sovyetler Birliği'nin çöküşü için Stalin'i veya Lenin ve Stalin tarafından inşa edilen sosyalist modeli suçlamak sorumsuzluktur. Model mükemmel olmamasına ve reforma ihtiyaç duymasına rağmen, Sovyetler Birliği bu model altında sanayileşme, II. Dünya Savaşı'ndan zaferle çıkma ve savaş sonrası başarılı bir yeniden yapılanma gibi büyük hedeflere ulaştı."
Uzmanlara göre, Sovyetler Birliği'nin çöküşünün çıkış noktası, sorunları çözemediği için Kruşçev'in başlattığı reformdu. Sovyetler Birliği'nin sosyalizminin temel siyasi ve ekonomik sistemini yavaş yavaş inkâr etti. Gorbaçov dönemine gelindiğinde, ülke liderliği Marksizm’e tamamen ihanet etti ve geri dönüşü olmayan bir yola saptı.
Çinli analistlere göre, Sovyetler Birliği'nin liderleri yalnızca asıl amaçlarına ihanet etmekle kalmıyorlardı. Aynı zamanda, diğer ülkelerle güç mücadelesinin tuzağına düşmek, Çin de dâhil olmak üzere sosyalist blok içindeki yoldaşlarını tehdit etmek ve askeri genişlemeyi sürdürmek hatta diğer ülkeleri (Afganistan) işgal etmek gibi hatalar yaptılar. Halka hizmet etmenin temel görevleri olduğunu unutmuşlardı.
Çin Renmin Üniversitesi - Rusya St. Petersburg Devlet Üniversitesi Rus Araştırma Merkezinden Wang Xianju, "Sovyetler Birliği uzaya uydu gönderebildi ve jeopolitik etki alanını genişletebildi. Ancak sosyal çatışmaları daha da körükleyen gıda, tekstil ve günlük ihtiyaç maddeleri kıtlığı ile ilgili sorunlarını çözemedi. " dedi. Wang, “Çin Komünist Partisi (ÇKP), elde ettiğimiz ve elde etmek için çaba sarf ettiğimiz tüm gelişmelerin ve başarıların sadece bir temel amaç için olduğunu her zaman vurguladı: halka hizmet etmek” diye ekledi.
Sovyetler Birliği'nin liderleri de sorunları çözmek istediler, ancak liberalleşmenin veya Batılılaşmanın ülkeleri için her şeyi düzeltebileceğine inandılar. Gorbaçov veya eski devlet başkanı Boris Yeltsin gibi figürler Batılı kapitalist siyasi sistem ve ideolojiyi benimsediler ve nihayetinde selefleri tarafından inşa edilen büyük ülkeyi gömdüler.
Global Times yazarı Hu Xijin, Sovyetler birliğinin çöküşünün
Çin için bir aşı olduğunu yazdı. Çünkü bu çöküş Çin için neyin yanlış olduğunu
ve hangi yolun çıkmaz sokak olduğunu ve ne tür bir reformun büyük bir ülkenin
ve büyük bir partinin ölümüne yol açacağını anlatıyor.
Pekin merkezli bir uluslararası ilişkiler uzmanı, “Rusya'nın Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra ABD ve diğer Batılı ülkelerle olan mutsuz anısı Çin için bir başka aşıdır. Çünkü bize “Rusya'nın sosyalizmi terk edip kendi ülkesini bölüp parçalasa bile Batı tarafından kabul edilmeyeceğini gösteriyor.Batı ile mücadele esas olarak ideoloji ya da 'insan hakları ve özgürlük ile ilgili değil güç ve jeopolitik ile ilgilidir. Sovyetler Birliği'nin yaptığı gibi bir 'intihar' Batı'dan gelen düşmanlığı durdurmayacak, sadece aksilikler, kaos, iç savaş ve Batı'dan daha fazla askeri genişleme tehdidi getirecektir" dedi.
ABD, SSCB'nin yolunu tekrarlayacak mı?
Çin, başarılı bir kalkınma gerçekleştirmek için Sovyetler Birliği'nin yaptığı hataları tekrarlamaktan kaçındı ve bu hatalardan ders çıkardı. Hem Çinli hem de Rus uzmanlar, Çin’in ulusal modernizasyon hedefine doğru ilerlemeye devam ettiğini; fakat Sovyetler Birliği'nin rakibi olan Soğuk Savaşı kazandığına inanan ABD'nin ise eski rakibinin yaptığı birçok hatayı tekrarlama olasılığının yüksek olduğunu söylüyor.
Gorbaçov, eski Sovyetler Birliği lideri olarak istifasının yıldönümünde, devlet haber ajansı RIA Novosti'ye verdiği demeçte, Washington'un Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra Washington’un "kibirli ve kendine fazla güvenen" bir hal aldığını ve bunun NATO askeri ittifakının genişlemesine yol açtığını söyledi. Ancak, Moskova ile Washington arasında yaklaşmakta olan güvenlik görüşmelerini memnuniyetle karşıladı.
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra, Rusya'nın egemenliğine zarar vermeden ABD ile farklı bir çizgide ilişkiler kurmanın mümkün olup olmadığını yanıtlayan eski Sovyet lideri, "1991'de Sovyetler Birliği'nin varlığı sona erdikten sonra, Batı'da, özellikle ABD'de muzaffer havanın" yaşandığına dikkat çekti.
Gorbaçov, "Kibirli ve özgüvenli bir hava içindeydiler. Soğuk Savaş'ta zafer ilan ettiler" dedi. Moskova ve Washington'un dünyayı çatışmadan ve nükleer yarıştan 'birlikte' çektikleri konusunda ısrar etti. Gorbaçov, " 'Kazananlar' yeni bir imparatorluk kurmaya karar verdiler. NATO'nun genişlemesi fikri buradan kaynaklanıyor. Böyle bir konumda ABD ve Batı ile eşit ilişkilere nasıl güvenilebilir?" diye ekledi.
TASS'ın haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Haziran ayında ABD'nin tipik bir imparatorluk senaryosu izlediğine ikna olduğunu söyledi: “Sınırsız güçlerinden emin olan imparatorluklar, artık o güçle baş edemeyecek duruma gelene kadar kendileri için gereksiz sorunlar yaratıyorlar. ABD'nin sorunu ne biliyor musunuz? Sovyetler Birliği'nin eski bir vatandaşı olarak size bunun cevabını vereyim. İmparatorlukların sorunu, küçük hata ve yanlışları göze alabilecek kadar güçlü olduklarını düşünmeleridir. İmparatorluk yöneticileri ulusların veya grupların gözünü korkutabilecek, ikna edebilecek veya sadakatini satın alabileceklerinden eminler ve tüm sorunlarının bu şekilde çözülebileceğine inanıyorlar. Ancak sorunlar birikmeye devam ediyor ve bir noktada, artık bu sorunlarla baş edemiyorlar. ABD, şimdi Sovyetler Birliği'nin yolunda yürüyor ve yürüyüşü kendinden emin ve istikrarlı" dedi.
Pekin’den bir uzman, bugünün ABD'si ile dağılmadan önceki (1970'ler-80'ler dönemi) Sovyetler Birliği arasında bazı ilginç benzerlikler bulduklarını söyledi ve bu benzerlikleri şöyle sıraladı: "Gücün askeri yayılma olarak kötüye kullanımı, yönetim kadrolarının yaşlanması/ülkeyi yaşlıların yönetmesi, ideolojisine aşırı güven, hataları düzeltememek ve etkili reformlar yapamamak, kendi yaşadığı sorunlar için diğer ülkeleri suçlamak ve Soğuk Savaş zihniyetinin yönlendirdiği büyük güç rekabetini sürdürmek. ABD bu sorunu keşfedemezse, Sovyetler Birliği'nin trajik kaderini yaşaması çok muhtemeldir.”
Yazarlar: Yang Sheng ve Chen Qingging
Kaynak: Global Times