27 Ocak 2022 Perşembe

Sovyetler Birliği’nin çöküşünden Çin’in çıkardığı ders

Eski sosyalist süper güç Sovyetler Birliği (SSCB) 25 Aralık 1991'de çökerken, SSCB'den farklı olarak "Çin’e özgü sosyalizm" yolunu seçen büyük güç Çin, satın alma gücü paritesi bazında en büyük ekonomi haline geldi. Batılı kapitalist modeli seçmeden modernleşme ve sanayileşmeyi gerçekleştirme yolunda ilerleyen en güçlü ve başarılı sosyalist ülke oldu. ABD'nin gözünde ise "en önemli stratejik rakip" konumundadır. 

Çin halkı, çöküş nedeniyle bir dizi trajedi yaşayan Rus halkına sempati duydukları için 30 yıl önceki çöküş konusunda karışık duygular besliyorlar. Ancak, aynı zamanda, kızıl devin çöküşünün Çin'in kalkınmaya devam etmesi ve Çin’e özgü sosyalizmi geliştirmesi için çok değerli bir ders olduğunu da görüyorlar. 

Dünyada gözlemciler ve bilim adamları arasında bu konuda yaygın tartışmalar olduğu gibi, son günlerde Çin medyası ve sosyal medya platformlarında Çinli uzmanlar, yorumcular ve sıradan insanlar arasında SSCB'nin çöküşünün mirasını değerlendiren çok fazla tartışma oldu. Ancak onların değerlendirmeleri batılıların söylediklerinden oldukça farklıydı.

ABD ve diğer Batılı ülkelerde medya ve bilim dünyasından çok sayıda insan ABD'yi Soğuk Savaş'ın "galip"i olarak tasvir ederken, SSCB'nin çöküşünü sosyalist yoluna bağlamakta ve bu tercihin askeri genişleme, güç şovenizmi ve başarısız ekonomik reformlar gibi hatalara yol açtığını iddia ediyorlar.

Ancak Çin'deki ana akım görüş, sosyalizmin doğru olduğu ve Sovyetler Birliği'nin faşizmi yenmesi ve bir süper güç inşa etmesini sağladığı yönünde. Çinli uzmanlar, Joseph Stalin'den sonraki SSCB liderlerinin sosyalizm yolundan sapması ve hatta Sovyetler Birliği'nin yoluna ve halkına ihanet etmesinden kaynaklanan hatalarının çöküşe yol açtığını söylüyorlar. Ayrıca, Çin'in bugünkü başarısının bu görüşün doğruluğunu daha da güçlendirdiğini vurguluyorlar.

Değerli bir ders

Çin Sosyal Bilimler Akademisi'nin eski başkan yardımcısı Li Shenming, şunları söylemişti: "Sovyetler Birliği'nin neden çöktüğüne dair dünyanın farklı bölgelerinden farklı açıklamalar yapıldı. Ancak 'Stalinizm' veya 'Sovyetler Birliği'nin sosyalist modeli'nin temel neden olduğunu savunan görüş egemen açıklama olmaya devam ediyor. Fakat Çin'de, birçok araştırma ve tartışmanın ardından Stalinizmin temel neden olmadığı konusunda ortak bir kanıya ulaştık. Asıl neden, Nikita Kruşçev'den Mihail Gorbaçov'a kadar, Sovyetler Birliği liderliğinin yavaş yavaş Marksizm, sosyalizm ve halkın ezici çoğunluğun temel çıkarlarından sapması ve sonunda ihanet etmesidir. Sovyetler Birliği'nin çöküşü için Stalin'i veya Lenin ve Stalin tarafından inşa edilen sosyalist modeli suçlamak sorumsuzluktur. Model mükemmel olmamasına ve reforma ihtiyaç duymasına rağmen, Sovyetler Birliği bu model altında sanayileşme, II. Dünya Savaşı'ndan zaferle çıkma ve savaş sonrası başarılı bir yeniden yapılanma gibi büyük hedeflere ulaştı."

Uzmanlara göre, Sovyetler Birliği'nin çöküşünün çıkış noktası, sorunları çözemediği için Kruşçev'in başlattığı reformdu. Sovyetler Birliği'nin sosyalizminin temel siyasi ve ekonomik sistemini yavaş yavaş inkâr etti. Gorbaçov dönemine gelindiğinde, ülke liderliği Marksizm’e tamamen ihanet etti ve geri dönüşü olmayan bir yola saptı.

Çinli analistlere göre, Sovyetler Birliği'nin liderleri yalnızca asıl amaçlarına ihanet etmekle kalmıyorlardı. Aynı zamanda, diğer ülkelerle güç mücadelesinin tuzağına düşmek, Çin de dâhil olmak üzere sosyalist blok içindeki yoldaşlarını tehdit etmek ve askeri genişlemeyi sürdürmek hatta diğer ülkeleri (Afganistan) işgal etmek gibi hatalar yaptılar. Halka hizmet etmenin temel görevleri olduğunu unutmuşlardı.

Çin Renmin Üniversitesi - Rusya St. Petersburg Devlet Üniversitesi Rus Araştırma Merkezinden Wang Xianju, "Sovyetler Birliği uzaya uydu gönderebildi ve jeopolitik etki alanını genişletebildi. Ancak sosyal çatışmaları daha da körükleyen gıda, tekstil ve günlük ihtiyaç maddeleri kıtlığı ile ilgili sorunlarını çözemedi. " dedi. Wang, “Çin Komünist Partisi (ÇKP), elde ettiğimiz ve elde etmek için çaba sarf ettiğimiz tüm gelişmelerin ve başarıların sadece bir temel amaç için olduğunu her zaman vurguladı: halka hizmet etmek” diye ekledi.

Sovyetler Birliği'nin liderleri de sorunları çözmek istediler, ancak liberalleşmenin veya Batılılaşmanın ülkeleri için her şeyi düzeltebileceğine inandılar. Gorbaçov veya eski devlet başkanı Boris Yeltsin gibi figürler Batılı kapitalist siyasi sistem ve ideolojiyi benimsediler ve nihayetinde selefleri tarafından inşa edilen büyük ülkeyi gömdüler. 

Global Times yazarı Hu Xijin, Sovyetler birliğinin çöküşünün Çin için bir aşı olduğunu yazdı. Çünkü bu çöküş Çin için neyin yanlış olduğunu ve hangi yolun çıkmaz sokak olduğunu ve ne tür bir reformun büyük bir ülkenin ve büyük bir partinin ölümüne yol açacağını anlatıyor.

Pekin merkezli bir uluslararası ilişkiler uzmanı, “Rusya'nın Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra ABD ve diğer Batılı ülkelerle olan mutsuz anısı Çin için bir başka aşıdır. Çünkü bize “Rusya'nın sosyalizmi terk edip kendi ülkesini bölüp parçalasa bile Batı tarafından kabul edilmeyeceğini gösteriyor.Batı ile mücadele esas olarak ideoloji ya da 'insan hakları ve özgürlük ile ilgili değil güç ve jeopolitik ile ilgilidir. Sovyetler Birliği'nin yaptığı gibi bir 'intihar' Batı'dan gelen düşmanlığı durdurmayacak, sadece aksilikler, kaos, iç savaş ve Batı'dan daha fazla askeri genişleme tehdidi getirecektir" dedi.

ABD, SSCB'nin yolunu tekrarlayacak mı?

Çin, başarılı bir kalkınma gerçekleştirmek için Sovyetler Birliği'nin yaptığı hataları tekrarlamaktan kaçındı ve bu hatalardan ders çıkardı. Hem Çinli hem de Rus uzmanlar, Çin’in ulusal modernizasyon hedefine doğru ilerlemeye devam ettiğini; fakat Sovyetler Birliği'nin rakibi olan Soğuk Savaşı kazandığına inanan ABD'nin ise eski rakibinin yaptığı birçok hatayı tekrarlama olasılığının yüksek olduğunu söylüyor.

Gorbaçov, eski Sovyetler Birliği lideri olarak istifasının yıldönümünde, devlet haber ajansı RIA Novosti'ye verdiği demeçte, Washington'un Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra Washington’un "kibirli ve kendine fazla güvenen" bir hal aldığını ve bunun NATO askeri ittifakının genişlemesine yol açtığını söyledi. Ancak, Moskova ile Washington arasında yaklaşmakta olan güvenlik görüşmelerini memnuniyetle karşıladı.

Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra, Rusya'nın egemenliğine zarar vermeden ABD ile farklı bir çizgide ilişkiler kurmanın mümkün olup olmadığını yanıtlayan eski Sovyet lideri, "1991'de Sovyetler Birliği'nin varlığı sona erdikten sonra, Batı'da, özellikle ABD'de muzaffer havanın" yaşandığına dikkat çekti.

Gorbaçov, "Kibirli ve özgüvenli bir hava içindeydiler. Soğuk Savaş'ta zafer ilan ettiler" dedi. Moskova ve Washington'un dünyayı çatışmadan ve nükleer yarıştan 'birlikte' çektikleri konusunda ısrar etti. Gorbaçov, " 'Kazananlar' yeni bir imparatorluk kurmaya karar verdiler. NATO'nun genişlemesi fikri buradan kaynaklanıyor. Böyle bir konumda ABD ve Batı ile eşit ilişkilere nasıl güvenilebilir?" diye ekledi.

TASS'ın haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Haziran ayında ABD'nin tipik bir imparatorluk senaryosu izlediğine ikna olduğunu söyledi: “Sınırsız güçlerinden emin olan imparatorluklar, artık o güçle baş edemeyecek duruma gelene kadar kendileri için gereksiz sorunlar yaratıyorlar. ABD'nin sorunu ne biliyor musunuz? Sovyetler Birliği'nin eski bir vatandaşı olarak size bunun cevabını vereyim. İmparatorlukların sorunu, küçük hata ve yanlışları göze alabilecek kadar güçlü olduklarını düşünmeleridir. İmparatorluk yöneticileri ulusların veya grupların gözünü korkutabilecek, ikna edebilecek veya sadakatini satın alabileceklerinden eminler ve tüm sorunlarının bu şekilde çözülebileceğine inanıyorlar. Ancak sorunlar birikmeye devam ediyor ve bir noktada, artık bu sorunlarla baş edemiyorlar. ABD, şimdi Sovyetler Birliği'nin yolunda yürüyor ve yürüyüşü kendinden emin ve istikrarlı" dedi.

Pekin’den bir uzman, bugünün ABD'si ile dağılmadan önceki (1970'ler-80'ler dönemi) Sovyetler Birliği arasında bazı ilginç benzerlikler bulduklarını söyledi ve bu benzerlikleri şöyle sıraladı: "Gücün askeri yayılma olarak kötüye kullanımı, yönetim kadrolarının yaşlanması/ülkeyi yaşlıların yönetmesi, ideolojisine aşırı güven, hataları düzeltememek ve etkili reformlar yapamamak, kendi yaşadığı sorunlar için diğer ülkeleri suçlamak ve Soğuk Savaş zihniyetinin yönlendirdiği büyük güç rekabetini sürdürmek. ABD bu sorunu keşfedemezse, Sovyetler Birliği'nin trajik kaderini yaşaması çok muhtemeldir.”

Yazarlar: Yang Sheng ve Chen Qingging 

Kaynak: Global Times  


18 Ocak 2022 Salı

Çin’in tüm süreç halk demokrasisini anlamak*

Çin'in ikinci yüzüncü yılı hedefi, Çin'i bu yüzyılın ortasına kadar müreffeh, güçlü, demokratik, kültürel olarak gelişmiş, uyum içinde ve güzel bir modern sosyalist ülke haline getirmektir. Çin'in tanımladığı şekliyle demokrasiyi geliştirmek bu planın önemli bir parçası. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, demokrasinin tüm insanlık tarafından paylaşılan bir değer olduğuna ve Çin Komünist Partisi'nin (ÇKP) Çin halkı için öne çıkardığı/desteklediği önemli bir kavram olduğuna dikkat çekti. Peki, bu tür bir demokrasi nasıl bir şeydir.

Hâlihazırda Çin, ÇKP'nin liderliğinde, halkın düzenli siyasi katılımını artırmayı, insan haklarının yasalarla korunmasını güçlendirmeyi ve halkın yasalara uygun olarak geniş hak ve özgürlüklerden yararlanmasını sağlamayı içeren (tamamıyla) tüm süreç halk demokrasisini geliştirdiğini belirtiyor. 

Tüm süreç halk demokrasisinin, ÇKP’nin teorisine göre ülkenin efendisi olan halkın rolünün ülkenin siyasi ve sosyal yaşamına daha iyi yansıtılmasını sağladığı belirtilmektedir. Tüm süreç halk demokrasisini geliştirmek-desteklemek için ÇKP halk kongreleri sistemine bağlı kaldığını ve bu sistemi geliştirdiğini söylemektedir. Halk, belirli türdeki seçimler yoluyla haklarını kullanırken, ülkenin reform, kalkınma ve istikrarını ilgilendiren önemli konularda olduğu kadar kendi çıkarlarını ilgilendiren konularda da alınacak kararlar öncesinde ve sırasında çeşitli şekillerde kapsamlı müzakerelerde yerini alır. Örneğin, Çin hükümetinin çalışmaları hakkında yıllık raporların hazırlanma sürecinde, hükümet yetkililerinden, uzmanlardan, bilim insanlarından ve her kesimden insandan görüş ve öneriler talep edilmektedir. Bu belgelerin hazırlanması aylar alır ve müzakere sırasında önerilen birçok değişiklik yapılır.

Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı (ÇHSDK), müzakereci demokraside giderek daha önemli bir rol oynuyor. Mesleki bilgi ve sosyal etkiye sahip ÇHSDK üyeleri toplumun her kesiminden gelmektedir. Çin'in müzakereci demokrasisi, biçimleri zenginleştiriyor, kanalları genişletiyor ve demokrasinin anlamını güçlendiriyor.

Batılı ve diğer ülkelerdeki bazı insanlar, Çin'in siyasi sisteminin çok partili ve düzenli seçimlerin yapıldığı ülkelerden kısmen farklı olması nedeniyle, ÇKP hakkında yanlış düşüncelere sahipler. Dünyada birbirinin aynısı siyasi sistemler olmadığı gibi, tüm ülkeler için geçerli bir siyasi sistem modeli de yoktur. Aslında, tüm siyasi sistemler bir uzlaşmaya-dengelemeye sahiptir. 

Çin'i yöneten parti olarak ÇKP, siyasi partilerin seçmenlerin sadece bir bölümünü temsil ettiği çok partili sistemlerden farklı olarak, tüm Çin halkının çıkarlarını temsil ettiğini belirtiyor. Bu nedenle ÇKP, tüm Çin halkının yaşam standartlarını iyileştirmek gibi daha yüksek bir yükümlülüğe sahiptir. Bu yükümlülük, reform, hukukun üstünlüğü, hükümetin şeffaflığı, halkın yönetime katılımı, demokrasiyi ve özgürlüğü geliştirme-destekleme ve insan haklarını korumayı içerir -ÇKP bunların tümünü başarmaya çalıştığını ifade etmektedir. ÇKP'nin görev duygusu ve yönetim becerisi, Çin'in COVID-19 ile mücadelesinde ve mutlak yoksulluğun ortadan kaldırılmasında görülebilir. Çin'in bu iki mücadeleyi kazanmasının ortak nedeninin Çin'in liderlik ve organizasyon beceresi olduğunu iddia ediyorum.

Tabii ki, ÇKP hakkında söylenecekler burada bitmiyor. Çin, ortak refaha ulaşmak için daha geniş ve uzun vadeli bir hedef belirledi. Bu kapsayıcı siyasi yönelim ÇKP'nin Çin halkına karşı kesin yükümlülüğüdür. Bu hedefe ilerleyen Çin’in reform ve açılım politikasına bağlı kalması ve çeşitli kurumları sürekli iyileştirmesi gerekecektir. Tamamen ÇKP'nin liderliğinde uygulanan tüm süreç halk demokrasisi, kalkınma halk içindir, halk tarafından gerçekleştirilir ve halk tarafından paylaşılır ilkelerinin gerçekleşmesinde en önemli bir unsurdur.

*Yazar: Robert Lawrence Kuhn

Kaynak: Global Times

Yazar Kuhn Vakfı Başkanı ve Çin Reform Dostluk Madalyası sahibidir