14 Şubat 2016 tarihli BirGün gazetesinde yayınlanmıştır
Günümüz ÇKP’sine
göre, Mao’nun İleriye Doğru Büyük Atılım kampanyasının (1958-60) hedefi “Ekonomik
ve teknik kalkınmayı hızlı adımlarla ve büyük sonuçlar elde ederek” sağlamaktır.
Bence amaç sadece bunlarla sınırlı ve bu kadar sığ değil.
O yıllarda ÇKP’nin
önündeki tek sosyalist kalkınma örneği Sovyetler Birliği modelidir. Çin’in kalkınmasını planlamak ve uygulanmasını gözetmek için SSCB’den uzmanlar davet edilir. Sovyet modeline
göre oluşturulan kalkınma planı ağır sanayinin kurulması ve gelişmesine dayalıdır
ve ÇKP içinde çok taraftar bulmuştur. Oysa Mao aynı fikirde değildir.
Bazı kaynaklara göre, Sovyet
modeli “ekonomik kalkınmaya fazlasıyla teknokratik bir yaklaşım”dır: Uzmanlaşmaya
büyük önem verir, katı işbölümü öngörür, işçileri gelirle teşvik eder,
yukarıdan aşağıya katı bir işletme yönetimi hiyerarşisi uygular. Tek yönlü
olarak ağır sanayi gelişimine dayalıdır ve ekonomik kalkınma için ağır sanayi
yatırımının teşvik edilmesini gerekli görür. Dolayısıyla, kaynakları kentlere
ve gelişmiş kırsal bölgelere yönlendirir.
Bolşevik Preobrazhensky’e (ve
SSCB modeline) göre, ağır sanayi yatırımı ‘ilkel sosyalist birikim” gerektirir.
Bunun için Çin’e önerdikleri çözüm, “Tarım sektöründen sanayi ve finans için
kaynak yaratmak”tır. Mao usta bu teze bir türlü ısınamaz. Ona göre “Kapitalizmden
apartma ve kapitalist esintiler taşıyan (Marks’ın ‘ilkel sermaye birikimi’
tezi)” bir modeldir. SSCB kalkınma modelinin insanı özgürleştirecek bir örnek
olmadığına ve bir gün insanı kapitalist sistem gibi ve onun kadar kuşatacağına
inanmaktadır. Nitekim haklı çıktı.
Mao, bir özgürleştirici
ekonomik ve sosyal gelişme yolu bulmaya çalışmaktadır: (1) Ülkeyi batı
emperyalizminin Çin üzerindeki sürekli baskısından kurtaracak ve (2) Sovyet
kalkınma modeli hakkındaki genel-geçer bilginin yanlışlığını gösterecek bir
yol. Toplumsal dayanışma ve ortak mülkiyet temelinde bir sosyalist kalkınma
yolu, şu özellikleri taşıması gereken bir model üzerinde düşünmektedir:
- Sanayinin ve halkın
gereksinimlerini karşılamalı.
- Çin’in kadim dertleri olan
açlık, kötü beslenme ve tekrarlayan kıtlık sorunlarını çözmeli.
- Ülkenin kaynaklarını
sanayi için emmek yerine, tarım ve sanayi arasındaki karşılıklı destekleyici
ilişkiyi beslemeli.
- Kent ve kırsal bölge,
sanayi ve tarım ve bölgeler arasındaki farklılıkları azaltmaya ve sonunda
ortadan kaldırmaya katkı sağlamalı.
- Gelir teşviklerine değil halkın
bilinçli aktivizmine dayanmalı ve “kalkınmanın maliyeti” olarak sosyal
farklılıkları büyütmemeli.
- Kolektif anlayışa dayanmalı
ve üretim süreci üzerinde kitleleri ortak düşünme-karar vermeye teşvik etmeli.
- Emperyalist saldırılara dayanabilmeli
ve diğer ülkelerdeki devrimleri desteklemeli.
Mao, bu nitelikleri
taşıdığına inandığı ekonomik, teknolojik ve sosyal gelişme projesini İleriye
Doğru Büyük Atılım adıyla başlatır. Bir köylü hareketi olan Çin devrimi yola
yine köylü toplumundan devam eder. Çin devriminin ilk başlarında, köylüler
ÇKP’nin desteğiyle ekim ve hasat işlerinde birbirlerine yardım etmek için
ekipler oluştururlar. Birkaç yıl içinde de kooperatifler kurarlar. 1958 sonuna
kadar kurulan kooperatif sayısı 750 bin civarındadır. Bu kooperatifler her biri
5000 aile veya 22-25 bin nüfus barındıracak şekilde komün halinde birleştirilir.
Her komün tarım, küçük ölçekli yerel sanayi, eğitim, pazarlama, yönetim ve
yerel güvenlik açısından kendine yeterli bir topluluk olarak tasarlanır.
Komünlerin çoğunda ortak mutfak, yemekhane, çocuk bakım evi vs bulunmaktadır.
Bu atılım, kentlerle kırsal
bölgeler ve işçilerle köylüler arasındaki boşluğu giderek kapatmayı amaçlayan
bir projedir. Kırsal bölgelere ağırlık vermesinin nedeni budur. Kapitalist
ülkelerde (ve SSCB’de) görülen büyük kırsal yer değiştirme ve kentlere göçe
karşı bir özgürleştirici alternatiftir. Kırsal bölgelerde endüstriyel ve teknik
becerileri yaygınlaştıran, kendi kendine yeten ve emperyalist saldırılara karşı
ayakta kalabilen bir ekonomi amaçlanmıştır. Peki sonuç… (Devam edecek)

