17 Kasım 2013 Pazar

Lo Wu Köprüsü


17 kasım 2013 tarihli BirGün Gazetesinde yayınlanmıştır

Hong Kong’u Shenzen’den (Çin) Sham Chun Nehri ayırır. Nehrin HK tarafı Lo Wu, Shenzen tarafı Luohu olarak anılır. Trenle sınıra gelenler nehir üzerindeki Lo Wu köprüsünü yürüyerek geçerler. Hint coğrafyası gençlerinin “sırat köprüsü” dediği bu köprünün bir tarafında HK diğer tarafında Çin sınır kapıları yer alıyor. Köprüye bu adı vermelerinin kendilerince haklı nedenleri var.

Bu sınıra her gelişimde, Çin’den HK’a geçişlerine izin verilmeyen Hint coğrafyası gençleri ile karşılaşıyorum. Pasaport polisine dil dökmelerini ve polisin de kayıtsızca dinlemesini görmek artık alıştığım bir görüntü. Bu gençlerle en çok burada karşılaşıyorum. Bir de hafta sonları Kowloon Park'ta.

HK, Hindistan vatandaşlarına on beş günlük vize veriyor. Daha uzun süre kalmak isteyenler için tekrar on beş günlük vize almanın yolu bir çıkış-giriş yapmak. Bunun için en kolay yol Çin’e geçmek ve bir-iki gün kaldıktan sonra HK’a geri dönmek. “Her şeyin bir çaresi var”mış gibi görünen bu yöntem uzun zamandır bu gençler için sorun çıkarıyor.

Çin’den HK’a geçmeye çalışan gençlerin neredeyse tamamının burada kaçak çalıştığını pasaport polisi kolayca anlıyor. Geri dönüşlerinde sorun yaşamalarının nedeni bu. Polis, sorgu sual faslında biraz güvenilir bulduklarına ülkeyi terk etmesi için 24 saatlik vize veriyor. Diğerleri için tek seçenek sınırdan Çin’e geri dönmek.

Böylece buraya kaçak çalışmak için gelmelerinin önüne geçmeye ve onların yerine HK vatandaşlarının istihdam edilmelerini sağlamaya çalışıyorlar. Lâkin Hintliler pek öyle kolay pes eden insanlar değildir. Sistemdeki gediği mutlaka bulurlar; yoksa bile kendileri bir şekilde açarlar.

Lo Wu kapısında sorunlar başlayınca, bir süre kontrolün daha gevşek olduğu iki karayolu sınır kapısını kullandılar. Şimdilerde yeni bir çözüm bulduklarını duydum: Turist kafilesi olarak otobüslerle Çin’e geçip bir-iki gün kaldıktan sonra yine otobüsle kafile olarak geri dönüyorlarmış. HK’da bu işi yapan “turizm firmaları”, Çin’de de gidenlerin bir-iki gün kalabileceği ucuz otel/pansiyon türü yerler işleten yoksulluk simsarları türemiş.

Bazen kaçak işçi çalıştıranların (çoğunlukla Hintli) yakalandığını duyuyorum. Bu işin HK polisinin izleme başarısı ile değil bir diğer Hintlinin ihbar etmesiyle olabileceğini artık biliyorum. Burada “Hintlileri takip et. Onlar birbirini bulur, sen de parayı…” diye bir söz var. Bu söz “onlar kıyasıya rekabetle birbirini bitirmeye çalışırlarken, arada sen para kazanırsın” anlamına geliyor. Bu Hintliler arası rekabet ayrı bir yazı konusu.

Burada kaçak işçi çalıştırmanın cezası büyük. Kaçak çalışırken yakalananın cezası ise sınır dışı edilmek. Sınır dışı edilenlerin HK’a tekrar gelmeleri mümkün değil. Fakat Hint coğrafyası insanı için bunlar ufak işler: Pasaportlarını değiştirip yeni bir pasaportla geliyorlar. Yoksul Hint coğrafyası gençleri ile gelişmiş kapitalizm arasındaki bir nevi kedi-fare oyunu var desem yeridir.

Rivayete göre, burada ve dönüşlerinde yanlarında götürdükleri mallardan kazandıkları para Hindistan’da bazı küçük yatırımlar yapmalarını bile sağlıyormuş. Bir de geliş-gidişler sırasında sınırdan geri çevrilme korkusu her daim enselerinde olmasa...

Hafta sonları bu gençlerin Kowloon Park'ta piyasa yapmalarının nedeni ev işlerinde çalışan HK ID kartı sahibi kadınlardan birinin gönlünü çelebilme umudu. Arada bir mutlu sonla biten hikâyeler olması umutlarını artıyor olsa gerek. Bu kadınlardan biriyle evlenebilirlerse, yırttılar sayılır. Böylece HK yoksulları arasına katılmış olurlar…